psikoloji

Koronavirüs günlerinde psikolojiyi korumanın üç yolu: İletişim, hareket ve uyku

Dünya Sağlık Örgütü’nün 11 Mart 2020 tarihinde COVID-19 salgınını pandemi ilan etmesinden beri insanlık olağandışı günlerden geçiyor. Bu dönemde karşılaşılan önemli zorluklardan biri de ruh sağlığını koruyabilmek. Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Adil Sarıbay, bu dönemde beklentilerimizi yeniden ayarlamamız ve günlük rutinimizi korurken ekstra verimli olmak için kendimize baskı uygulamamamız gerektiğini vurguluyor.

COVID-19 salgını gibi zorlayıcı koşullar yaratan dönemlerde uyku ve konsantrasyon sorunları yaşanabileceğini belirten Doç. Dr. Adil Sarıbay, “Üretken olmak için kendinize ya da başkalarına fazladan yük yüklememeye çalışın. Bu dönemlerde normalde olduğundan daha fazla boş zaman geçirmek çok normal. Her şeyi bırakmak da bir seçenek olmamalı ancak düzenli faaliyetlerimize devam etmede zorluk yaşamaya ya da daha yavaş bir hızda yapmaya hazırlıklı olmalıyız” ifadelerini kullanıyor ve ilk sıraya sağlığımızı koymamız gerektiğini söylüyor.

Share

Güneş Ünal’a Avrupa Moleküler Biyoloji Organizasyonu’ndan ödül

Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Güneş Ünal, Avrupa Moleküler Biyoloji Organizasyonu - European Molecular Biology Organization / EMBO Yerleşim Desteği (Installation Grant) ödülü aldı. Dr. Ünal, bu ödül dahilinde başarılı genç araştırmacıları bir araya getiren EMBO Genç Araştırmacı Ağı’nın da (Young Investigator Network) üyesi olacak. EMBO tarafından 20 Şubat tarihinde yapılan açıklamaya göre, bu sene aralarında Çek Cumhuriyeti, Türkiye, Polonya ve Portekiz’den toplam 11 bilim insanına EMBO Yerleşim Desteği verildi. EMBO tarihinde ilk defa Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden bir araştırmacı ödüllendirildi.

Dr. Öğr. Üyesi Güneş Ünal, çalışmalarını Boğaziçi Üniversitesi’nde yer alan Davranışsal Sinirbilim Laboratuvarı'nda, depresyon ve anksiyetenin altında yatan nöromodülatör sistemleri üzerine sürdürüyor. Doktora derecesini sinirbilim alanında 2012 yılında Rutgers Üniversitesi'nde (ABD) tamamlayan Güneş Ünal, 2013-2017 yılları arasında Oxford Üniversitesi Farmakoloji Bölümü'nde çalıştı.

Share

Hayali arkadaşlar yüksek bilişsel beceri ve yaratıcılığın ürünü

Hayali arkadaş kavramı, çoğu yetişkin tarafından bir sorun olarak görünse de, çalışmalarını bu alanda yoğunlaştıran Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Deniz Tahiroğlu, çocukların hayali arkadaşlar yaratmasının bilişsel gelişimleri için yararlı olabileceğini vurguluyor. Daha önce 3-5 yaş arası çocuklarla çalışan ve şu anda da hem 3-6 hem de 8-15 yaş grubuyla ve çocukluklarında hayali arkadaşları olduğunu ifade eden yetişkinlerle projelerine devam eden Tahiroğlu’nun çalışmaları, Batı literatüründe çok sayıda örneği görülen ancak Türkiye’de sınırlı bir çalışma alanı olarak kalmış hayali oyunlar ve arkadaşlar konusunu anlamaya yönelik önemli sonuçlar sunuyor.

Çocukların hayali oyunlar ya da arkadaşlar üretmesinin yüksek bir bilişsel beceri ve yaratıcılık gerektirdiğini vurgulayan Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Deniz Tahiroğlu, “Hayali arkadaşı olan çocukların sosyal ve bilişsel birçok alanda iyi olmasına şaşırmıyorum, çünkü aslında bir şeyin gerçeği varken onu farklı bir şekilde hayal etmek yüksek bilişsel beceri ve hayal gücü gerektiren bir süreç.

Fen Edebiyat Fakültesi
Share

Ruhsal hastalığı olan her 10 anneden 7’si tedavisiz kalıyor

Boğaziçi Üniversitesi’nden Dünya Anne Ruh Sağlığı Haftası’nda Halka Açık Sempozyum... Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Elif Aysimi Duman tarafından yürütülen Türkiye’deki en kapsamlı hamilelik dönemi projelerinden ‘’Boğaziçi Anne-Bebek İlişkisi Projesi’’ (BABİP) kapsamında 29 Nisan tarihinde Albert Long Hall’de halka açık ‘’Anne Ruh Sağlığı’’ sempozyumu düzenlendi.

29 Nisan- 5 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Dünya Anne Ruh Sağlığı Haftası kapsamında düzenlenen sempozyum, Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Tekcan’ın açılış konuşmasıyla başladı. Prof.

Share

“Göçmen krizi ve iklim değişikliği toplumları test ediyor’’

Analitik düşünme yeteneği modern dünyanın getirdiği karmaşık durumlara karşı esnek tepkiler verebilmemizi sağlayarak bizi “modern” kılan, insana özgü özelliklerden biri. Peki, analitik düşünmek bize ne katıyor? Analitik düşünme kapasitesi nasıl geliştirilir, nelerden etkilenir ve en önemlisi analitik düşünme eğiliminin yüksek olması kişiyi nasıl farklı kılar? Bu alanda kapsamlı araştırmalar yürüten Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Adil Sarıbay, analitik düşüncenin her zaman zekâyla doğru orantılı olmadığını, ileri bir IQ’ya sahip ancak analitik düşünce eğilimi zayıf bireylerin pekâlâ var olabildiğini belirtiyor. Sarıbay ayrıca iklim değişikliği, mülteci sorunu gibi dünyayı etkileyen güncel problemler ve çatışmaların günümüzde analitik düşüncenin egemen olduğu varsayılan gelişmiş toplumları dahi sınamakta olduğuna dikkat çekiyor. Adil Sarıbay ile analitik düşüncenin yeşerdiği veya zayıf olduğu toplumların yapısına, analitik düşüncenin zekâ ve mutluluk ile ilişkisine dair kapsamlı bir söyleşi yaptık.

Analitik düşünceyi nasıl tanımlayabiliriz? Analitik düşüncenin tanımı aslında psikolojide çok yaygın bir modelden geliyor. Bu modelde Tip 1 ve Tip 2 ismi verilen iki tip zihinsel süreç söz konusu. Tip 1 süreçler evrimsel olarak daha eski, daha çok hayatta kalmayla ilgili ve hızlı tepki vermeye yönelik süreçler, bu süreçler çevredeki örüntüleri yavaş öğrenen, değiştirilmesi zor ve çok fazla bir zihinsel çaba gerektirmeyen süreçler. En basit örneklerden biri reflekslerimiz. Yılan görünce irkilerek korkup kaçma Tip 1 süreçle gerçekleşiyor.

Share

Korkunun hafızası nasıl çalışır?

Hepimizin hayatı boyunca farklı korkuları olmuştur. Küçük yaşlarda en çok korktuğumuz şeyler köpekler ya da böcekler olurken büyüdükçe bu korkuların yerini anksiyete, depresyon gibi sorunlara da neden olabilen farklı korkular alır. Peki beynimizde bu korkular nasıl oluşur, korku öğrenilebilir mi ya da korkunun tamamen silinmesi mümkün mü? Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü altında faaliyetlerini sürdüren Davranışsal Nörobilim Laboratuvarı, Dr. Öğr. Üyesi Güneş Ünal liderliğinde bu sorulara yanıt arıyor...

Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde tamamlayan Güneş Ünal, Rutgers Üniversitesi’nde doktorasını tamamladıktan sonra çalışmalarını Oxford Üniversitesi’nde sürdürdü. Nörobilim alanında uzmanlaşan Ünal’a, Davranışsal Nörobilim Laboratuvarı’nda yürüttükleri çalışmaları, bu çalışmaların korku hafızasını anlamamızda ve korkularımızdan kurtulmamızda neler değiştirebileceğini sorduk.

Davranışsal Nörobilim Laboratuvarı ne zaman kuruldu, kimlerden oluşuyor, burada nasıl çalışmalar yapılıyor? Bize genel bilgileri verebilir misiniz?

Share

Stresin etkisi anne karnından başlıyor ölüme kadar devam ediyor

Boğaziçi Üniversitesi’nin bilimsel alandaki son gelişmeleri toplumla buluşturmak amacıyla Mayıs 2016’da başlatmış olduğu ‘’Açık Ders’’ programı, 10 Mayıs tarihinde Yrd. Doç. Dr. Elif Aysimi Duman'ın verdiği “Stresin Sinir Sistemi Üzerindeki Etkileri” başlıklı seminerle devam etti.

Beşiktaş Belediyesi işbirliğiyle Akatlar Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen ‘’Açık Ders’’ler, 23 Mayıs’ta Dil, Beyin ve Evrim Doç. Dr. Mine Doç. Dr. Mine Nakipoğlu’ndan ‘’Dil, Beyin ve Evrim’’, 31 Mayıs’ta ise Yrd. Doç. Dr. İnci Ayhan’dan ‘’Zaman Algısı’’ seminerleri ile sürecek.  

Share